SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dava

SES15 - Dava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dava haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Nurcan Arslan Cinayeti Davasında Karar Haber

Nurcan Arslan Cinayeti Davasında Karar

Küçükçekmece'de kız arkadaşı Nurcan Arslan'ı öldürdüğü gerekçesiyle çarptırıldığı müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan Abdullah Melih Barış'a mahkeme 25 yıl hapis cezası verdi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile katıldı. Duruşmada, maktulün ailesi ve taraf avukatları hazır bulundu. Maktulün kardeşi Gülcan Arslan, sanığa verilebilecek en ağır cezanın verilmesini istediğini, ailesinin yıprandığını ve çok acı çektiklerini söyledi. Sanık Barış, olayın cinnet anında gerçekleştiğini ileri sürerek, cezaevinde geçirdiği 9 yıl göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme, CMK 307/4 maddesi gereği Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemeyeceği kesin hükmü getirildiğini belirterek, sanığı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın cezasını iyi halden 25 yıla indirdi. Kararı duyan Nurcan Arslan'ın yakınları sinir krizi geçirdi. Gülcan Arslan "Ben şimdi mezarına gidip Nurcan'a ne söyleyeceğim." diyerek duvarlara vurdu. Duruşma sonrasında açıklama yapan müşteki avukatı Sezin Uçar, "Yargıtay 'tasarlayarak öldürme' kararını bozdu ve 'Bir tasarlama yoktur' dedi. Bugün Yargıtay Ceza Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu kararla karşı karşıyayız. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi sadece 'kasten öldürme' suçundan ceza verdi." dedi. Davanın geçmişi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Halkalı'da 30 Ocak 2016'da Nurcan Arslan'ın silahla öldürüldüğü, sanık Abdullah Melih Barış'ın haber merkezini arayarak bir kadını silahla yaraladığını söylediği ve teslim olduğu anlatılmıştı. Sanık Barış'ın gönül ilişkisi olan ve kendisinden ayrılmak isteyen maktulü ikna edemediği için öldürmeyi planladığı ve silahı bu nedenle yanına aldığı kanaatinin oluştuğu aktarılan iddianamede, sanığın maktule ateş ettiğini kabul ettiği belirtilmişti. İddianamede, sanık Abdullah Melih Barış'ın "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenmişti. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Nisan 2018'de açıkladığı kararında, sanık Abdullah Melih Barış'ı "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış, duruşmalardaki iyi halini de göz önünde bulundurarak, cezayı müebbet hapse çevirmişti. Mahkeme ayrıca sanığa "ruhsatsız silah taşımak" suçundan 1 yıl 8 ay hapis ve 1000 lira adli para cezası vermişti. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanığın "kasten öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozmuştu.

Cinsel İstismara Uğrayan Bebeğin Yakınları Daha Önce Vesayet Davası Açmış Haber

Cinsel İstismara Uğrayan Bebeğin Yakınları Daha Önce Vesayet Davası Açmış

Tatar, Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, doktorlardan aldıkları bilgiye göre S.Y. bebeğin durumunun ciddiyetini koruduğunu belirtti. Bakan Göktaş: Narin kızımız da Sıla bebek de bu milletin, hepimizin evladıdırTekirdağ'da bebeğe cinsel istismar suçundan tutuklu zanlılar yer gösterme için olay yerine getirildi Tatar, aile yakınları olarak B.Y'nin iyi annelik yapamadığı gerekçesiyle olaylar henüz yaşanmadan vesayet davası açtıklarını kaydetti. Anne B.Y. cezaevindeyken çocuklara aile yakınları tarafından iyi bakıldığını ifade eden Tatar, şöyle devam etti: "B.Y. cezaevine girdiği süreçte teyzeleri tarafından bebeklere gayet güzel bakılıyordu. Biz zaten bu olaylar olmadan önce vasilik davası açmıştık çocukları alabilmek için. Hatta vasilik davası ile ilgili bildiğim kadarıyla bu ayın 19'unda mahkemesi var. B.Y. cezaevine girdiğinde biz uyuşturucu kullandığını öğrendiğimizde, B.Y'nin çocuklara iyi bir annelik yapamayacağını, iyi bir birey olamayacağını düşünerek, vasilik davası açtık." Tatar, yaşananlardan dolayı çok üzgün olduklarını ve tek temennilerinin S.Y. bebeğin bir an önce iyileşmesi olduğunu vurguladı. Ailesi B.Y'nin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor Ailenin avukatı Ahmet Berksoy da ailenin konuyla alakalı soruşturmanın en başından bu yana adil, etkili ve süratli bir şekilde yürütülmesi adına katkıda bulunmaya çalıştığını aktardı. Berksoy, sosyal medyada gündeme getirilen "S.Y. bebeğin vücudunda bulunan diş izleri"nin ise eski tarihlere ait olduğunu da bildiklerini ifade etti. Anne B.Y'nin çocuklarına bakan aile üyelerini daha önce karakola şikayet ettiğini dile getiren Berksoy, aile yakınlarının S.Y. bebeğin annesi dahil suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istediğini kaydetti. Annenin de aralarında olduğu 5 zanlı tutuklanmıştı Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde anne B.Y, 8 Eylül'de kızı S.Y'yi "uyanmadığını" belirterek Malkara Devlet Hastanesine götürmüş, muayene sonrası bebek, beyin kanaması teşhisi ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, durum polise bildirilmişti. Soruşturma kapsamında anne B.Y. (25), B.Y'nin birlikte yaşadığı S.Ö. (57), komşuları K.A. (32) ile 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmıştı. S.Y. bebeğin 5 yaşındaki kardeşi ise devlet korumasına alınmıştı. Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, darp nedeniyle hastaneye getirilen ve yoğun bakımda tedavisi süren 2 yaşındaki kız bebeğe cinsel istismarda bulunulduğunun adli tıp raporuyla belirlendiğini ifade etmişti.

Yargıtay, Boşanma Davasında "Kusurlu" Saydı Haber

Yargıtay, Boşanma Davasında "Kusurlu" Saydı

Dairenin kararına göre, eşinin, "anne ve babasına gereken saygıyı göstermediğini, anne, baba diye hitap etmediğini, küçük olayları dahi abartarak kendisine baskı kurduğunu ve kıskançlıklar yaptığını" belirten bir erkek, evlilik birlikteliklerinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek boşanma davası açtı. Eşinin açtığı davaya karşı dava açan kadın, erkeğin iddialarının doğru olmadığını, eşinin kendisine ve çocuklarına vakit ayırmadığını, küfürlü mesajlar gönderdiğini, kendisini istemediğini belirterek, boşanmalarına karar verilmesini ve kendisine 50 bin lira maddi, 50 bin lira da manevi tazminat verilmesini talep etti. Yargılamayı yapan Bursa 8. Aile Mahkemesi, davalı kadının kayınvalidesi ve kayınpederine "anne baba" şeklinde hitap etmediği, onlara karşı soğuk davrandığı, eşine karşı aşırı kıskançlık sergilediği, evi terk ettiği gerekçesiyle kadını tam kusurlu sayarak tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmetti. İstinaf başvurusu üzerine kararı inceleyen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararında yer alan "evlilik birliği içerisinde kadının kayınvalidesi ve kayınpederine 'anne baba' şeklinde hitap etmediği" şeklindeki davranışın evlilik birliğini temelinden sarsacak şekilde kusur olmadığı gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmetti. Daire, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verdi. İstinaf kararının temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kayınvalidesi ve kayınpederine "anne baba" şeklinde hitap etmeyen kadını boşanmada ağır kusurlu bularak istinaf kararının bozulmasına, tarafların boşanmalarına ilişkin kararın ise onanmasına karar verdi. Kararın gerekçesinden Yargıtayın kararında, tarafların evlilik birlikteliklerinin temelden sarsıldığına ve boşanmalarına ilişkin kararın yasal hükümlere göre uygun olduğu, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi yönünden yapılan değerlendirmenin ise hatalı olduğu belirtildi. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince erkeğe kusur olarak atfedilen "davalı kadın ile yaşamak istemediğini" söylemesinin, tarafların ayrılık dönemlerinde yaşandığı belirtilen Yargıtay kararında, bunun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği kaydedildi. "Belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurludur." tespitine yer verilen kararda, "İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi isabetlidir." tespitinde bulunuldu. Bu kapsamda, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiği aktarılan kararda, istinaf mahkemesince kadın yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı bildirildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.