SON DAKİKA
Hava Durumu

#Makü

SES15 - Makü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Makü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Büyük Baş Hayvancılıkla Geçimini Sağlayan Aileler müjde Haber

Büyük Baş Hayvancılıkla Geçimini Sağlayan Aileler müjde

- Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde ayak hastalıkları ve yaralardan dolayı zayıflayan, süt ve et verimliliği düşen hayvanların erken kesime gönderilmesini engellemek amacıyla kimyasal madde ve antibiyotik içermeyen bitkisel tedavi edici jel geliştirildi - MAKÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kale: - "Bu jel sayesinde antibiyotik kullanımı ve bandaj olmadan hayvanın yarası kapanıyor. Jelin yaralı bölgeyi oksijen aldırabilme ve izole edebilme özelliği var" Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesince (MAKÜ) büyükbaş ve küçükbaşların et ve süt verimliliğini etkileyen ayak ve tırnak yaralarına karşı geliştirilen yerli jel üretilmeye başlandı. Hayvancılıkta ihtisaslaşan misyon üniversitesi MAKÜ, bölge ve ülke hayvancılığını geliştirmeye yönelik hayvancılıkta karşılaşılan sorunlara çözümler geliştiriyor. MAKÜ'de bu amaçla çalışma yürüten akademisyenlerden Prof. Dr. Mehmet Kale, ayak hastalıkları ve yaralardan dolayı zayıflayan, süt ve et verimliliği düşen hayvanların erken kesime gönderilmesini engellemek amacıyla antibiyotik içermeyen bitkisel içerikli jel geliştirdi. Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alarak "MAKÜ HOOF Jel" ismiyle Burdur'un Bucak ilçesinde bir firmaya ürettirilen jel, veteriner klinikleri ile ecza depolarının raflarında yerini almaya başladı. Yerli bir ürün olarak piyasaya çıkan jel, içeriğinin bitkisel ve doğal olmasından dolayı hayvanın et ve süt kalitesini etkilemeden 2 veya 3 kullanımda yaklaşık bir haftada ayak ve tırnaklarda taban, ökçe çürüğü, eziği, tırnak arası yaralarının iyileştirilmesine yardımcı oluyor. Türk Patent ve Marka Kurumuna 2019'da patent başvurusu yapılan ve patentleşmenin son aşamasında olan jelin özellikleri, üniversitece yazılan uluslararası makalelerle de bilim dünyasına tanıtılıyor. Ürünü geliştiren MAKÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kale, uygulama yaptığı bir çiftlikte AA muhabirine, ayak yaralarının hayvanlarda verim kaybına neden olduğunu söyledi. Tedavi edilmeyen ayak yaralarının hayvancılıkta ekonomik kayıplara neden olduğunu belirten Kale, üniversitede geliştirdikleri yerli jelle, yaranın üzerini bandajlamadan tedavi uygulayabildiklerini ifade etti. Kale, yara olan bölgeyi temizleyip jeli bir fırça yardımıyla sürüp 10 dakika bekledikten sonra hayvanın yaşadığı bölgeye gönderildiğini dile getirerek "İki veya üç uygulamadan sonra yara kapanıyor." dedi. - "İlaç değildir, destekleyici bitkisel içerikli deri bakım ürünüdür" Jelin yaralı bölgedeki bakterilerin ölmesini sağladığına işaret eden Kale, "İlaç değildir, bitkisel içerikli destekleyici deri bakım ürünüdür. Bu jel sayesinde antibiyotik kullanımı ve bandaj olmadan hayvanın yarası kapanıyor. Jelin yaralı bölgeyi oksijen aldırabilme ve izole edebilme özelliği var." ifadelerini kullandı. Jeli 6 yılda geliştirdiklerini ve saha denemelerini yaptıklarını anlatan Kale, şöyle konuştu: "Yetiştiricilerden ve veteriner hekimlerden bandajlı tedavi krem uygulamalarının zahmetli, zor ve maliyetli olduğunu yönünde dönüşler alıyorduk. Biz de üreteceğimiz ürünün uygulamasını bir bağlı boya tarzında düşündük. Ürün yaralı bölgeye kullanılsın, kurusun ve hayvan hemen doğal yaşam ortamına dönsün. Hem iş yükünü hem de maliyeti azaltmak istedik. Eğer hayvanda yara sonucu genel sistemik enfeksiyon belirtisi yoksa jelin antibiyotiksiz uygulanmasını tavsiye ediyoruz. Antibakteriyel ve antiviral etkinliği olan bitkisel kökenli bir jel geliştirdik. Bu bitkiler ülkemizde yetiştirilen bitkilerdir." - "Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacak projelerimiz devam ediyor" MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar da hayvancılığın tüm kategorilerinde üniversitenin yoğun çalışma içinde olduğunu belirterek 50 yakın projenin eş zamanlı yürütüldüğünü anlattı. Projelerin somut çıktılarını aldıklarını ifade eden Dalgar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mobil mikroskobun geçtiğimiz yıl lansmanını yapmıştık, şu an piyasada. Tanı kitleri, hayvan hastalıkları çalışmaları ve hayvancılık teknolojisinde Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacak projelerimiz devam ediyor. Şimdi de hayvanlarda ayak hastalıklarına yönelik pratik çözüm geliştiren yerli jel üretimini gerçekleştirdik. Ayak hastalığı basit bir konu gibi gözükse de sektörde, bu hastalık büyük bir problem. Tedavisi de genelde antibiyotikle yapılıyor. Hayvanda antibiyotik kullanıldığı zamanlarda süt çöpe atılıyor. Üniversitemizin hocalarının geliştirdiği bu jelle, herhangi bir antibiyotiğe ve sargıya ihtiyaç duymadan ayak hastalıkları kısa süre içinde tedavi ediliyor. Hayvancılıkta yetiştiricilerin muzdarip olduğu bir soruna da çözüm üretmiş olmaktan dolayı son derece mutluyuz." AA

MAKÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE MEZUNLARI İLE BULUŞUYOR Haber

MAKÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE MEZUNLARI İLE BULUŞUYOR

58 yıllık köklü bir tarihe sahip olan MAKÜ Eğitim Fakültesi 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısı ile kurulduğu günden bu yana verdiği mezunlarını bir araya getirerek, bu özel güne ev sahipliği yapacak. Mezunlarını bulmak ve onlarla bir araya gelmek için bir platform da oluşturan Eğitim Fakültesi’nin düzenleyeceği bu özel güne katılmak isteyen MAKÜ Eğitim Fakültesi mezunlarının https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSfTvjwq_VWwAeFLjOFyzK6rplITQT_ZZ5k8BhEzqJ8AvCxKCw/viewform linkindeki katılım formunu doldurmaları gerekiyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Savi Çakar, “Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak gururla ifade ediyoruz ki, Cumhuriyetimizin 100. yılında 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü, köklü geçmişimizin ışığında, öğretim üyelerimizle, öğrencilerimizle ve kıymetli mezunlarımızla bir araya gelerek coşkulu ve anlamlı bir şekilde kutlamayı planlıyoruz. Bilindiği üzere, kurumumuz 58 yıllık köklü tarihinde Burdur Kız Öğretmen Okulu, Eğitim Enstitüsü, Eğitim Yüksekokulu, SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi olarak evrildi ve günümüzde de MAKÜ Eğitim Fakültesi olarak varlığını sürdürmektedir. Bu süre zarfında binlerce kıymetli mezun öğretmeniyle, ülkemizin eğitim camiasına büyük katkılar sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Bu özel günde, mezunlarımızı Eğitim Fakültemiz ev sahipliğinde düzenleyeceğimiz “100. Yıl Öğretmenler Günü Buluşması” etkinliğimize davetimizi iletiyoruz. Birlikte geçmişe duyduğumuz minnet ve geleceğe duyduğumuz umutla, eğitimin ışığında bir araya gelerek bu anlamlı günü birlikte kutlamak için sabırsızlanıyoruz. Sizleri aramızda görmek bize büyük mutluluk katacaktır” dedi.

PROF. DR. TUFAN GÜNDÜZ'DEN MAKÜ'DE KONFERANS Haber

PROF. DR. TUFAN GÜNDÜZ'DEN MAKÜ'DE KONFERANS

Çok sayıda eserleri bulunan, TRT 1’de yayınlanan “3’te 3” adlı tarih yarışması programında uzman danışman olarak görev yapan tarihçi yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde Cumhuriyet'in 100. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Asırlık Çınar Cumhuriyetimizin Yüzyılı” konulu konferans verdi. Konferansa Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bozkurt, üniversite yönetimi, akademisyenler, öğrenciler ve basın mensupları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar yaptı. Rektör Dalgar konuşmasında “Cumhuriyeti konuşacağız. Önemli mesajlar alacağımız bir program olacak. Ben sözü üstadına bırakmak istiyorum” dedi. Daha sonra konuşan Prof. Dr. Tufan Gündüz Cumhuriyet'in ilanına giden yolu anlatarak Osmanlı Devleti’nin o zamanki durumu hakkında bilgiler aktardı. Gündüz konuşmasına şu şekilde devam etti: “Yüzyıllık bir dönemi konuşuyoruz. Cumhuriyet, 1923'te inşa edilmeye başlandı, ama alt cephesi eksikti. Bizim Cumhuriyetimizi doğuran temel şartlar, Birinci Dünya Savaşı sırasında oluşmaya başladı. Bizimle yapılması öngörülen barış da cumhuriyetin kurulmasını hızlandırdı. Burada kastettiğimiz milli mücadeledir. Milli mücadele, Birinci Dünya Savaşı'nın devamıdır. Osmanlı cephesi ateşkesle sona erdi, ancak tamamen kapanmadı. Ülkemizin tamamını işgal edenlerle Türk Milleti yeni bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. Asla işgal edilmeyeceğini düşündüğümüz Anadolu’nun, düşmanın pençesine düştüğünü anladık. Düşmanın ayağını bastırmadığı topraklara işgal geldi. Osmanlı, 700 yıl sonra yeni bir düşmanla karşılaştı. Osmanlı İmparatorluğu'nun sonu, karda uyuyan adamın sonuna benziyordu. İşgal fikri aklımızın ucundan bile geçmemişti. Bizim için İzmir'in işgali, Yunanlıların emperyalist amaçlarının ötesinde bir anlam taşıyor. Mehmet Akif Ersoy, o günlerde Bursa'nın işgalini konu alan bir şiir yazdı. Gençler, biz refah içinde büyüdük. Yahya Kemal'in 1918'de yazdığı bir şiiri var. Bu şiirdeki, vatanda hor görülme duygusunu yaşamıyoruz, şükürler olsun. Siz yüz yıldır bu duyguyu yaşamadınız. Ama Yahya Kemal, sağlığında Üsküp'ü kaybetti ve oraya giremedi. Bu duyguyu anlamanız gerekir. İnsanın kendi sağlığında babasının, dedesinin mezarının olduğu yerlerin işgal edilmesi duygusunu yaşamadınız, bilmiyorsunuz. Şükürler olsun, 1923'ten bu yana vatanda düşmanı seyretmiyoruz. Atatürk'ün Anadolu'ya geçmesi ve asker toplamaya çalışması, İstanbul'dan Anadolu'ya bir milli mücadele hareketi mucizedir. Ordular terhis edilmiş, ağır silahlarımız yoktu, nakil araçlarımız yoktu, yol ağımız yoktu. Birinci Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış bir ordu, askerler 6-7 yıl sonra terhis olmamıştı. Kolay işler değildi. Mustafa Kemal, halkı uyandırmaya çalıştı. Sivas ve Erzurum kongreleri başta olmak üzere tüm konuşmalarda halkı uyandırma çabası vardı. Vatanda düşmanı seyretmeye başladığımızda korktuk, ama bir sınır vardı: Sevr Anlaşması. Bu anlaşma ile nereye kadar korkmamız gerektiğini gördük. Milli mücadele hareketi, asker toplama çalışmaları, Batı Anadolu'daki düzensiz birlikleri düzenli hale getirme çalışmaları, yerel teşkilatlanmalarla yapılan Kuvayi Milliye direnişleriyle tam bir mucize yaratma aşamasına girdi. Anadolu'nun son sığınak olduğunu bilen insanlar, bize milli mücadeleyi yaşatan insanlardır. 190 bin kişi, hepsi bu. Mustafa Kemal'in toplayabildiği asker sayısı bu kadar. Cumhuriyet kurulduğunda nüfusumuz 11 milyondu. Daha çok Orta Anadolu'dandır çünkü sevkiyat ve ulaşım kolaydı. Bugün bir refah içinde yaşıyoruz ve hayatımızın her zaman böyle olduğunu sanıyoruz. O zamanlar refah yoktu, oyun oynamıyorlardı. Hastalıklarla mücadele edilen, erkek ve çocuk ölümlerinin sayısının yüksek olduğu zamanlardı. 11 milyon insanın sadece 1,5 milyonu evliydi. 1933'te nüfusumuz 15 milyona yükseldi. İkinci Dünya Savaşı sırasında 17 milyona çıktı. Askeri gücümüz zayıf olduğu için insan sayısı arttırılmıştı. 1 Milyon kişi askere alındı. İki yıl sonra etkisini gösterdi. Anadolu'da tarım sahasında çalışan gençler askere gittiği için tarımda verim düştü ve kıtlık yaşandı. Ekmeğin karne ile satıldığı bir dönemde şaka gibi geliyor. İkinci Dünya Savaşı'nın etkisinden kurtulduk. Mustafa Kemal'in önündeki tablo çok ağırdı. Cumhuriyetin bize kazandırdığı en önemli lüks, nüfusumuzu dinlendirme imkanı sunmasıdır. 11 Milyondan 82 Milyona çıktık”. Öğrencilere seslenen Gündüz, vatanlarını severek çalışmaları gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bugün dünyaya meydan okuyan bir ülke haline geldik. Demir üretemeyen bir ülkeden uçak üretebilen bir ülkeye dönüştük. Ancak gençler, yurtdışına gitme isteği taşıyorlar. Burada eğitim aldıktan sonra ülkeyi terk etme eğiliminde. Türkiye, yeni yüzyıla büyük fırsatlar sunan bir ülke olarak giriyor. Herkesin çaba göstermesi gerekiyor. Herkes ağaç gibi büyümeli, kök salmalı ve kendi sorumluluğunu anlamalı. Vatanına ve milletine düşmanlık eden bir toplumdan, kendine güvenen bir millete dönüştüysek, Cumhuriyet'e olan vefa borcumuzu ödeme zamanı gelmiştir. Her vatandaşın bu ülkeye nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmesi gerekir. Ülkenizi sevin. Eğer fırsatınız varsa, ülkenizin güzelliklerini yurtdışından görün. Türk olmanın tadını oradan alın. Vatan ve millet sevgisi olmadan yapılan her şey, boş bir sevda başka bir şey değildir”. Program katılımcılardan gelen soruların yanıtlanması ile devam etti. Program sonunda Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Prof. Dr. Tufan Gündüz’e hediye takdiminde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.